Kazlıçeşme’de Yeni Bir Tarih Yazıldı

Kazlıçeşme’de Yeni Bir Tarih Yazıldı
12 Haziran genel seçimlerine bir hafta kala, Zeytinburnu Kazlıçeşme’de yine en görkemli mitinglerimizden birini yaşadık. “Haydi İstanbul Şimdi Tam Vakti!” sloganıyla Kazlıçeşme Meydanı’nda yapılan büyük İstanbul mitingimizi, büyük bir katılım ve coşku içerisinde gerçekleştirdik.
Genel Başkanımız ve Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleşen mitingde, İl Başkanımız Aziz Babuşcu, Bakanlarımız, Milletvekillerimiz, İl Yürütme ve Yönetim Kurulu Üyelerimiz, Milletvekili Adaylarımız, Belediye Başkanlarımız, İlçe Başkanlarımız, İl ve İlçelerimizdeki tüm teşkilat mensuplarımız da hazır bulundu.
Sabah saatlerinden itibaren İstanbul'un dört bir yanından gelen vatandaşlarımız, meydanı bir baştan diğer başa ellerinde bayraklarla doldurdular. Mitinge gelen vatandaşlarımızın ve parti mensuplarımızın mağdur olmamaları için alanda birçok güvenlik önlemi alındı. Alanın değişik noktalarında acil müdahale için ambulanslar hazır bulundu. Özürlü vatandaşlarımız için özel bölümlerin ayrıldığı alanın birçok noktasında seyyar tuvaletler oluşturuldu.10'dan fazla kamyonla su, sandviç getirildi ve vatandaşlarımızı güneşin olumsuz etkisinden korumak amacıyla binlerce şapka dağıtıldı.
Genel Başkanımız ve Başbakanımızdan önce kısa bir konuşma yapan İl Başkanımız, Kazlıçeşme’yi dolduran yüz binlerce İstanbulluya teşekkür etti.
Genel Başkanımız ve Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte platforma çıkarak Kazlıçeşme’yi dolduran vatandaşlarımızı ve parti mensuplarımızı selamladı. ''Seni, sevgiyle, saygıyla, en kalbi duygularımla, gönül dolusu muhabbetlerimle selamlıyorum'' diyen Başbakanımız Erdoğan, İstanbul'daki ilçelerin isimlerini tek tek sayarak, burada olan ve olmayan tüm İstanbulluları selamladığını söyledi. Bu sırada AK Parti'yi temsil eden turuncu, mavi ve beyaz renklerde balonlar uçuruldu.
Genel Başkanımız ve Başbakanımız Erdoğan, konuşmasının başında Necip Fazıl Kısakürek'in ''Canım İstanbul'' adlı şiirinin: ''Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar/Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar/Tarihin gözleri var, surlarda delik delik/Servi, endamlı servi, ahirete perdelik.../Bulutta saha kalkmış Fatih'ten kalma kır at/Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat/Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar; Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar/Gecesi sümbül kokan Türkçesi bülbül kokan, İstanbul, İstanbul'' dizelerini okudu.
Bu coşku için halka teşekkür eden Genel Başkanımız ve Başbakanımız, ''Aşkınız, sevdanız, tutkunuz için sizlere teşekkür ediyorum'' dedi.
"BU YOL ÇİLE YOLUDUR..."
Kendisini dinlemeye gelen vatandaşların sıcakta beklemesinden dolayı düşüncelerini dile getiren Genel Başkanımız ve Başbakanımız Erdoğan, "Biliyorum bu cefa ancak sizde de vefa var. Bu nedenle hepinize teşekkür ediyorum. İstanbul'a hizmet edebilmek için bize görev vermenizden dolayı hepinize şükranlarımı sunuyorum." dedi.
BAYRAĞIN RENGİNDEN RAHATSIZ OLANLAR VAR
Konuşması, "Türkiye seninle gurur duyuyor" sloganları ile kesilen Başbakanımız Erdoğan, "Biz sizlerle gurur duyuyoruz" dedikten sonra, alanda açılan Türk Bayrağı'nı görünce, "Bu bayrağın renginden rahatsız olanlar var. 12 Haziran onlardan hesap sorma günü olacaktır" diye konuştu.
BURDA DOĞDUM, BURADA SİYASETE ATILDIM
İstanbul'un kutsal emanet olduğunun altını çizen Başbakanımız Erdoğan, "İstanbul ilim ve inanç demektir. Dünyanın tüm yoksullarının, mağdurlarının İstanbul'a baktıklarını biliyorum. Kabil'in, Bağdat'ın, Trablus'un, Kahire'nin, Gazze'nin İstanbul'a baktığını biliyorum. Bu şehir 3 kıtada, kubbelerin adına okunduğu şehirdir. Bu şehir, kutsal emanetlerin sahibi şehirdir. Bu aziz İstanbul, 5 kıtanın gözyaşlarının aktığı şehirdir. Mazlum çocuklarının bize baktığının farkındayız. Dünyanın bizden ses beklediğinin, uzanacak eli beklediğinin farkındayız. Sorumluluğun farkındayız. Onun için biz ne diyoruz? Hizmet, demokrasi, millet, özgürlükler, temel hak ve hürriyetler diyoruz. Mağdurların sesi olmaya çalışıyoruz. Kimsesizlerin sesiyiz." dedi.
BİZ KABİLE DEVLETİ DEĞİLİZ
Ortadoğu'da yaşanan olaylara da değinen Genel Başkanımız ve Başbakanımız Erdoğan, "Bizim isteğimiz, diktatörler mazlumları ezmesin, ellerinde büyük imkânlar olanlar, savaş baronlarıyla çocukları öldürmesin. Uluslararası sularda korsanlık yapılmasın. Plajda anne-çocuk birlikte dururken oraya bombandırman yapılmasın. Biz istiyoruz ki, fosfor bombaları Gazze'nin üzerine inmesin. Biz istiyoruz ki, orantısız güç kullanmak suretiyle kimse öldürülmesin. Türkiye, genç nüfusu ve insanıyla güçlü bir ülke. Biz sıradan bir ülke değiliz. Biz bir kabile devleti değiliz. Bize büyük düşünmek yakışır. Büyük adımlar atmak. Gelecek için iddialı hedefler belirleyip onlara doğru koşmak zorundayız. Eğer bu ülkeyi yönetip 81 ilde işsizliğe çare bulacaksak bunu demokrasi ve aktif dış politika ile yapacağız. Önümüzdeki süreçte de bu şekilde devam edecek. Bu yüzden size soracaklarım var. Çünkü İstanbul bu ülkede ölçü." diye konuştu.
YENİ ANAYASA İÇİN KOLLARI SIVAYACAĞIZ
Başbakanımız Erdoğan, seçimlerin ardından yeni anayasa için kollarını sıvayacaklarını ifade ederek, "Demokrasiyi güçlendirdik ama yetmiyor. Şimdi ne diyoruz? İleri demokrasi. Daha da güçlenmemiz lazım. İstanbul'un sandıkları gümbür gümbür patlattığı bir 12 Haziran istiyoruz. Ben İstanbul'un bunu başaracağına inanıyorum." dedikten sonra "Buna hazır mıyız?" diye halka soran Erdoğan'a halkın yanıtı "Evet" oldu.
İZMİR'DE CHP'Yİ 3'E KATLADIK
Başbakanımız Erdoğan, İzmir'de düzenlediği mitingi resmi rakamlarını söyleyerek, "İzmir'de CHP'yi 3'e katladık" deyince vatandaşlar "Kıskananlar çatlasın" diye tempo tuttu ancak Erdoğan, "Çatlamasın, onları da yanımıza alacağız" dedi.
Bundan sonra halkın kendi anayasasını yazacağını ifade eden Genel Başkanımız ve Başbakanımız Erdoğan'ın sözleri, "Türkiye seninle gurur duyuyor" sloganları ile kesildi.
Sivil, katılımcı, özgürlükçü bir anayasa istediklerinin altını çizen Erdoğan, "Tüm STK'lar buna katılacaklar. Buna eminim, 367'nin üzerinde milletvekili sayısı ile iktidara gelirsek milletimiz bu görevi bize vermiş olacak. Bu yüzden çalışmamız lazım. Referandumda CHP ve MHP buna yanaşmadı. Parlamentoda oylamak için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. MHP ve CHP grubunda çektirdiğim resimler var. Sıraları bomboş... Kim var? Sadece AK Parti var. Çünkü biz milletin bize verdiği göreve saygılıyız. Millet bizi bu yüzden Meclis'e gönderdi. Ama bu beyefendiler yatıyor. Bunlarda çalışmak diye bir şey yok. Ne diyorlardı? "Aceleniz mi var? Ne diye sabaha kadar çalışıyorsunuz?" Evet bizim çok çalışmamız lazım. Bizim acelemiz var. Durmadık ve çalıştık, 26 maddeyi de oyladık, başardık. Neden? Çünkü destek halktan...”
"NE DEVRALDIK, NE YAPTIK"
Genel Başkanımız ve Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bizden önceki iktidar milli geliri 280 milyar dolar olarak devraldı, 130 milyar dolar olarak devretti. Yani MHP iktidarı, 280'i, 130 olarak devretti. Şimdi biz bunu ne kadara çıkardık? 740 milyar dolara çıkardık. Diyorlar ki, Türkiye çok borçlandı. Sen onu bunu bırak da milli gelire bak. Bunu herkesin bilmesi için daima anlatacağız. Kamuya borç stoğu yüzde 61 düzeyindeydi. Yüzde 27'lik oranlara kadar düştü.
Atalarımız boşuna borç yiğidin kamçısıdır dememişler, dikkat et, borç yiğidin kamçısıdır. MHP iktidarı döneminde yüzde 63 ile borçlanılıyordu. Şimdi ise yüzde 7 ile borçlanılıyor.”
Genel Başkanımız ve Başbakanımız, “Türk bayrağının renginden, hilalinden, yıldızından rahatsız olanlar bulunduğunu ifade ederek, ''Hakkari'de, BDP'nin eline CHP bayrağını tutturup, Türk Bayrağı'nı tutturamayanlar var. 12 Haziran onlara da hesap sorma günü olacaktır'' dedi.
Genel Başkanımız ve Başbakanımız Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ''Kanal İstanbul'' projesine yönelik eleştirilerine ilişkin, ''Montrö'nün avukatlığı sana mı kaldı? Montrö Anlaşması imzalandığı zaman böyle tankerler mi vardı? Ne tarihi takip ediyor, ne bugünü, ne geleceği'' dedi.
Başbakanımız Erdoğan konuşmasında, atılan adımları anımsatarak, ''Fakat ben kalkıp da ne Kılıçdaroğlu ile ne Bahçeli uğraşacak değilim. Vaktim yok ama bir şey var. Nedir o? Biz ne devraldık, ne yaptık? Herhalde bunu da söylemem lazım'' dedi.
AK Parti'den önceki iktidarın milli geliri 280 milyar dolar olarak devraldığını, kendilerine 230 milyar dolar olarak devrettiğini ifade eden Erdoğan, ''Yani MHP iktidarı, 280'den aldığı milli geliri, bize 230 milyar dolar olarak devretti. Peki şu anda biz bunu nereye çıkardık? 740 milyar dolara çıkardık. Şimdi bunu söylemeyeyim mi? 'Ya diyorlar niye bunu söylüyorsun, ne gerek var? Biz bunu zaten biliyoruz'. Ama bilmeyenler var, bu mukayeseyi yapacağız ki bunu anlatacağız ki bilmeyen kardeşlerim de bilsin.'' diye konuştu.
DİYORLAR Kİ 'TÜRKİYE ÇOK BORÇLANDI'. SEN MİLLİ GELİRE BAK: 230 MİLYAR DOLAR DEĞİL ARTIK, 740 MİLYAR DOLAR
Türkiye'nin kamu net borç stokunun milli gelire oranının yüzde 61 olduğunu, bu oranın AK Parti iktidarı döneminde yüzde 27'ye gerilediğini ifade eden Genel Başkanımız ve Başbakanımız, şunları kaydetti:
''Diyorlar ki 'Türkiye çok borçlandı'. Sen milli gelire bak: 230 milyar dolar değil artık, 740 milyar dolar. Atalarımız boşuna 'borç yiğidin kamçısıdır' dememişler. Borç, yiğidin kamçısı, yiğidin dikkat et. Devletin borçlanma faizi neydi biliyor musunuz? Gerçi bunu yazılı ve görsel medya iyi biliyor da yazmıyor ama ben yine de hatırlatayım. Yüzde 63 faiz ile borçlanıyorduk MHP'nin iktidarında, şimdi yüzde 7. Aradaki fark, yüzde 56. Kimin cebinden çıkıyordu bu para? Benim vatandaşımın cebinden çıkıyordu. İstanbullu kardeşimin cebinden çıkıyordu ama şimdi o cebinde kalıyor. Yüzde 7. Bitmedi... Çok daha önemlisi enflasyon neydi? Yüzde 30. Şu anda enflasyon ne? Yüzde 7. Aradaki fark, yüzde 23. Kimin cebinde kaldı? Ayşe abla, senin cebinde kaldı, mutfakta kaldı. Olay bu, güçleniyoruz, daha güçlü olacağız.''
KANAL İSTANBUL PROJESİ
Başbakanımız Erdoğan, ''Kanal İstanbul'' projesini açıkladıktan sonra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ''burada insan yok'' diyerek projeyi değerlendirdiğini belirterek, ''Tabii animasyonda bir yanlış yaptık. Animasyondaki yanlışımız kanalda biz gemiyi yüzdürdük. Halbuki öyle yapmayacaktık, orada insanları yürütecektik. Kanalda denizin üzerinde insanlar yürüse inanın bu Kılıçdaroğlu çıkar da ne derdi biliyor musunuz? 'Yürüttünüz ama yüzmeyi bilmiyor' derdi. Yaklaşım tarzı bu'' diye konuştu.
''Kanal İstanbul'' projesi hayata geçirilirken on binlerce insanın çalışacağını, bu projenin çevresinde belli mesafelerde bir yapılanma meydana getireceklerini ifade eden Başbakanımız Erdoğan, şunları kaydetti:
''Buralarda insanlar oturacak, çeşitli alışveriş merkezleri olacak, insanlar bir yaşam yakalayacaklar ve bununla birlikte buradan gemiler geçecek. Karadeniz'in canlıları, balıkları Marmara ile de buluşacaklar. Biz 'Kanal İstanbul' ile bir çevre devrimini gerçekleştiriyoruz. Nedir o? Boğazı büyük bir tehditten kurtarıyoruz. O tehdit ne tehdidiydi? Meşhur Romen tankeri Independent, Selimiye önlerinde yandı. O yandığında bir çok hamile kadın, o yangından rahatsız oldu ve düşük yaptılar. Üç ayı aşkın o gemi orada yandı. Bir tehditti o. Şimdi artık daha büyük gemiler var.''
İKİ ŞEHİR PROJESİ
Genel Başkanımız ve Başbakanımız Erdoğan, geçtiğimiz haftalarda açıkladığı ''İki Şehir Projesi''ne de değinerek, ''Bir şehir bu yakada, bir şehir Anadolu yakasında kuracağız. Birer milyon nüfuslu, iki şehir. Bunu niye yapıyoruz? Zevk olsun diye değil, keyif olsun diye değil. Deprem tehdidi var İstanbul'da'' dedi.
İstanbul'un hala depreme karşı bir tedbir alamadığının konuşulduğunu belirten Genel Başkanımız ve Başbakanımız, ''İşte şimdi biz bunun tedbirini alıyoruz. Bunun için depreme en dayanıklı bölgeleri ve bu bölgelerde sıfırdan zemin etütlerini en iyi şekilde yapmak suretiyle bu adımları atacağız. Hem Kanal İstanbul'un kenarlarında hem de dediğim bu yerlerde biz bu yapılanmaya gideceğiz. Depreme dayanıklı olmayan binaların sahipleriyle konuşacağız. Hazırladığımız alternatifleri sunacağız.”şeklinde konuştu.
Kurdukları şehirlerin kalıcı olduğunu belirten Genel Başkanımız ve Başbakanımız Erdoğan, ''Ey CHP, sen İstanbul'a ne yaptın? Ne yapacaksın? Çıkıyor televizyonlara ama kimse bunu sormuyor. Takılmışlar, yok aile sigortası, yok her aileye 600 lira verecekmiş, 400 vermiş, 200 daha verecekmiş... Senin vereceklerini biz şu anda veriyoruz'' dedi